8 Ekim 2025 Çarşamba

Ümit Özdağ’ın Derdi Ne?-Yılmaz Parlar

  Ümit Özdağ’ın Derdi Ne

Evet, soruyorlar: “Ümit Özdağ’ın derdi ne?” Cevabı son derece net ve berrak: Onun derdi, Türkiye’dir. 

Damarlarında Atatürk’ün Ruhu, Kalbinde Türkiye Sevgisi Var

Damarlarında Atatürk’ün ruhu dolaşan, kalbinde Türk milletine sonsuz sevgi taşıyan bir lider…

Damarlarında akan kanda, Atatürk’ün kurduğu bu cumhuriyete ve Türk milletine duyulan sarsılmaz bir sevgi, sınırsız bir bağlılık ve yeniden ayağa kaldırma azmi vardır.

Onun miting meydanlarında yankılanan sesi, sadece bir siyasetçinin sözleri değil, bir mücadele adamının, bir fikir işçisinin yılmaz davetidir.

Liderlik Cesaret İster, Ümit Özdağ Türkiye’yi Gerçek Liyakatle Buluşturuyor

Ümit Özdağ’ın derdi makam değil, milletin yeniden ayağa kalkmasıTürkiye’nin yeniden akılla, liyakatle, adaletle yönetilmesi.

Bugün Zafer Partisi sadece bir siyasi hareket değil; vatanını seven, aklıyla çalışan, yüreğiyle inanan insanların buluştuğu bir gönül ordusu.
Ümit Özdağ bu ordunun önünde, kararlılığı, bilgeliği ve cesaretiyle bir lider, bir yol gösterici olarak yürüyor.

Liderlik Vasıflarıyla Ümit Özdağ

Netlik ve Dürüstlük

 Siyasetin puslu havasına bulaşmamış, her konuda “doğruyu” söylemekten çekinmeyen, milletine karşı şeffaf bir duruşu vardır. Söylediği her söz, yaptığı her çıkış, araştırılmış, belgelenmiş ve milletin menfaatini esas almıştır.

İlmi ve Aklı Rehber Edinmiş Bir Lider

Sıradan bir politikacı değil, bir düşünce insanıdır. Her politikasının, her projesinin altı sağlam verilerle, bilimsel stratejilerle ve akılcı çözümlerle doludur. Bu özelliği, onu “sözü dinlenen” bir lider haline getirmiştir.

Kararlılık ve Yılmaz Mücadele Ruhu

Hiçbir baskı, hiçbir karalama kampanyası onu Türkiye sevdasından, milli davasından bir adım geri attıramamıştır. Adeta bir “istiklal mücahidi” gibi, inandığı yolda tereddütsüz yürümektedir.

Başkan, partinin aynasıdır

 Zafer Partisi, Ümit Özdağ’ın etrafında şekillenmiş değildir; bilakis, Ümit Özdağ, Zafer Partisi’nin temsil ettiği ülkünün, milli duruşun ve Türkiye sevgisinin en somut yansımasıdır. “Başkan, partinin aynasıdır” sözünün en hakiki karşılığıdır.

Zafer Partisi, Bilimle, Ahlakla, Cesaretle Yükselen Yeni Nesil Hareket

Ümit Özdağ, sadece bir siyasi lider değil; bir bilim insanı, bir vatansever, bir rehber.
Onun liderliğinde Zafer Partisi, cesaretini Atatürk’ten, gücünü milletten, hedefini bilimden alıyor.

Her konuşmasında, her adımında saygı, sevgi ve milli bilinç var.
Bu yüzden Zafer Partisi, yeni bir ruhun, yeni bir Türkiye’nin sembolü haline geliyor.

Atatürk’ün İzinde, Türk Milleti’nin Kalbinde Ümit Özdağ Liderliğinde Bir Zafer Yolculuğu

Zafer Partisi Liyakatin, Bilimin, Vatan Sevgisinin Partisi

Türkiye’nin her köşesinde, akademisyenler, liyakat sahibi bireyler, çalışkan ve azimli gençler, Zafer Partisi’nin saflarına katılıyor.

Zafer Partisi sadece bir siyasi oluşum değil, bir arayışın, özlemin ve inancın adresidir. Bu partiye her geçen gün katılan, yurdunu gerçekten seven elit insanlar boşuna değil.

Onlar, partinin rozetini takarken, sadece bir siyasi tercihte bulunmuyor; bir idealin, yarınlara dair umudun ve “Yeni Bir Türkiye” inşasının neferleri olduklarını beyan ediyorlar.

Çünkü burada etik var, bilgi var, adalet var, vatan sevgisi var.
Her yeni üye, bu kutlu davanın bir parçası olmanın gururunu taşıyor.

Zafer Partisi’ne katılmak, sadece bir partiye üye olmak değil;
Atatürk’ün mirasına sahip çıkmak,
Cumhuriyet değerlerini yeniden yüceltmek,
ve gelecek kuşaklara güçlü bir Türkiye bırakmak demektir.

Neden Zafer Partisi’ne Katılmalı?

Anlamlı Sebepler;

Atatürk’ün izinde yürüyen, milli değerleri savunan bir hareketin parçası olmak.

Liyakat ve bilimin esas alındığı bir siyaset anlayışını desteklemek.

Türkiye’nin geleceği için fikir, emek ve yürek koymak.

Cesur, adaletli ve çalışkan insanların yanında yer almak.

Yeni bir Türkiye idealine katkı sunmak.

Liyakatın ve Aklın Yeniden İktidarı İçin

Liyakatın unutulduğu, kayırmacılığın kol gezdiği bir dönemde, Zafer Partisi, liyakati, bilgiyi ve aklı yeniden Türkiye’nin yönetim merkezine taşıma sözü veriyor.

Tam Bağımsız ve Gerçekten Milli Bir Duruş İçin

Ülkemizin bekası ve milletimizin menfaati her şeyin üzerindedir. Bu duruştan taviz vermeyen tek adrestir.

Sevginin, Saygının ve Kardeşliğin Siyaseti İçin

Kinin, nefretin ve kutuplaşmanın değil; sevginin, saygının ve milli birlik ruhunun siyasetini yapmaktadır.

Gençlere Gerçek Bir Gelecek Vaat Ettiği İçin

Göç ve ekonomi politikalarıyla, gençlerimize kendi ülkelerinde, gururlu ve müreffeh bir gelecek kurma azmindedir.

Sadece Eleştirmek İçin Değil, Çözüm Üretmek İçin Çalıştığı İçin

Her soruna, “Biz olsak ne yaparız?” sorusuyla yaklaşan, somut ve uygulanabilir politikalar üreten bir ekoldür.

Bu davaya katılmak, yalnızca bir siyasi tercih değil,
geleceğe bırakılacak en büyük milli miras olacak.

Ümit Özdağ, ülkesine gönülden bağlı, bilgeliğiyle yol açan, cesaretiyle örnek olan bir liderdir.
Onun liderliğinde Zafer Partisi, sadece bir siyasi parti değil; vatanına inanan insanların buluştuğu bir gönül hareketidir.
Bu yüzden her yürekli, her dürüst vatandaşın bu “Zafer yürüyüşünde” bir adımı olmalı.

Ümit Özdağ ve Zafer Partisi’nin Yükselen İdeali Yeni Türkiye’nin Mimarı

Zafer Partisi, bilgiyle yoğrulmuş cesur bir Türkiye hayalinin adıdır.
Ümit Özdağ bu hayali gerçeğe dönüştürmek için “milletle omuz omuza” yürümeye devam ediyor.

sevginin, saygının, aklın, bilimin, liyakatin ve en önemlisi, sarsılmaz bir Türkiye sevdasının siyasetteki karşılığıdır Zafer Partisi. Ve Ümit Özdağ, bu büyük davanın, bu büyük idealin yılmaz bir neferi ve kutup yıldızıdır. 

Yeni ve Güçlü bir Türkiye’nin inşası, bu idealin zaferiyle mümkün olacaktır.

yilmazoarlar@yahoo.com

26 Eylül 2025 Cuma

ÖKHD Türk Dünyasının Gururu-Yılmaz Parlar

  

Özbek Kadın Hakları Derneğinden Işıltılı Gece

ÖKHD 4. Yılını Görkemli Bir Törenle Taçlandırdı

Yalnızca bir resepsiyon değil, Türk dünyasının kadınlarının cesareti, azmi ve gönül gücüyle yazılmış unutulmaz bir başarı öyküsüdür.

Bu gece; kadınların birliği, toplumların geleceği ve insanlığın onuru adına tarihe değil, destanlara geçecek nitelikteydi.

Azade (Ozoda) İslamova ve Jamila Shermuhamedova'dan Türk Kadınının Çelikten İradesi ve Yüreklerdeki Tomris Ruhu, Geceye damga vurdu.

Başkanlığını, 2025 yılı Altın İnsan Ödülü’ne layık görülen, kadın haklarının yılmaz savunucusu, Türk dünyasında “Tomris Hatun” unvanıyla anılan Azade (Ozoda) İslamova’nın yaptığı Özbek Kadın Hakları Derneği (ÖKHD), 4. yılını İstanbul’un en görkemli mekânlarından Beylerbeyi Uçar Garden Bosphorus’ta unutulmaz bir resepsiyonla kutladı.

Geceye katılanlar; bir yandan Boğaz’ın muhteşem manzarasına, diğer yandan da sanatın ve kültürün en seçkin örneklerine tanıklık etti.

Bu büyüleyici gece; yalnızca bir kutlama değil, kadın dayanışmasının, kültürel zenginliğin ve vatan sevgisinin görkemli bir şöleni olarak kayıtlara geçti.

Coşkulu konuşmalarıa sahne olan gecede, Türk dünyasının renkleri Boğaz'ın incisi Beylerbeyi'nde birleşti. Vatan Onuru nişanları sahiplerini buldu, geceye damga vuran mesaj ise netti: "Biz birlikteyiz, birlikte güçlüyüz!"

Müzik, Sanat ve Gönüllere Dokunan Sözler

Konuklar, Duo Grup İkili’nin zarif müzik dinletisiyle karşılandı. Sunuculuğu Av. Dilnoza Tashkhodjaeva ve şair-yazar-ses sanatçısı Kasım Alper Özdemir üstlenidi.

Azade (Ozoda) İslamova, Kadınların Umut Işığı

Açılış konuşmasını yapan Başkan Azade İslamova, duygu dolu ve güçlü mesajların içerdiği konuşmaya imza attı. Mana yüklü konuşması mekanda yankı uyandırdı;

"Bir Kadının Yaşadığı Hayat Sınavından Doğan Bir Hareket"

İslamova, “Bugün gördük ki Türk kadını asla yalnız değildir. Dayanışmanın, inancın, vatanseverliğin ne demek olduğunu hep birlikte bir kez daha gördük. Dayanışma, inanç ve fedakârlıkla yürüdüğümüz bu yol; binlerce kadına umut ışığı oldu. Dokuz binden fazla kadına ulaştık ve her birine hayatlarında yeniden başlama cesareti verdik.

ÖKHD'nin kuruluş felsefesini, "Bir kadının yaşadığı hayat sınavından alınarak doğmuş, inanç ve vicdan temelinde bir sivil toplum hareketidir" sözleriyle özetleyen İslamova, Biz yalnızca bir dernek değil; kalpten inanan insanların, gönül birliğiyle kurduğu bir umut hareketiyiz

“Birlikte umut oluruz, birlikte değişim yaratırız, birlikte iyileşiriz.”

Bu sözler, dakikalarca süren coşkulu alkışlarla karşılandı.

Özbekistan Milletvekili Jamila Shermuhamedova ise yaptığı samimi ve coşkulu konuşmada, Türk dünyasının birliğine vurgu yaptı.

Jamila Shermuhamedova, Türk Dünyasının “Millet Annesi”

Gecenin bir diğer zirve noktası, Özbekistan milletvekili, akademisyen ve toplum önderi Prof. Dr. Jamila Shermuhamedova’nın konuşmasıydı. Türk dünyasının kültürel birliğini, kadınların dayanışmasını ve Atatürk ile Erdoğan’a duyduğu sevgiyi içten ifadelerle dile getiren Shermuamedova, mekanda duygusal anlar yaşattı.

Uzun yıllardır kadın ve çocuklara yönelik çalışmalarıyla tanınan Shermuhamedova; “Cumhuriyet Bilge Kadınlar Hareketi” üyesi olarak ve Özbek Kadın Hakları Derneği’nin onurlu üyesi sıfatıyla “Millet Annesi” unvanına layık görülmüş, bu özel gecede ise “Vatan İftiharı” ödülüyle taçlandırıldı.

Defileler, Ritüeller ve Vatan Onuru Nişanları

Gece, yalnızca konuşmalarla değil, Türk dünyasının kültürel zenginliklerini yansıtan defileler, halk oyunları ve geleneksel ritüeller ile görsel bir şölene dönüştü.

Türk Dünyasının millî kıyafetlerinin zarif defilesi ve “Özbek Gelin Selam Merasimi” katılımcılara adeta zamanda bir yolculuk yaşattı.

Ayrıca, toplum için özveriyle çalışan isimlere “Vatan Onuru Nişanları” takdim edildi. Bu ödüller, yalnızca bireylere değil, birliğe ve fedakârlığa verilen değerin nişanesi oldu.

Onurlandırılan İsimler, Fedakârlığın Simgeleri

Yılmaz Parlar-Gazeteci Kitle iletişim alanında yürüttüğü etkin çalışmaları, “Vatan İftiharı” ödülü.

Monik İpekel – İnsanlık ve şefkatin timsali olarak “Vatan İftiharı” ödülü.

Barno Yuldashbekova – Dört yıl boyunca gönüllü hizmetleriyle kadınlara ve kız çocuklarına umut olduğu için onurlandırıldı.

Derneğin Yükselen Misyonu

Özbek Kadın Hakları Derneği, yalnızca bir sivil toplum kuruluşu değil; gönüllülük, vicdan ve inanç temelleri üzerinde yükselen bir umut hareketidir.

Az sayıda gönüllüyle başlayan yolculuk, bugün binlerce kadının ve çocuğun hayatına dokunan büyük bir aileye dönüşmüştür.

Dernek, yalnızca Özbekistan ve Türkiye’de değil, Türk dünyasının dört bir yanında gönül köprüleri kurmayı, kadının sesi olmayı ve gelecek nesillere umut bırakmayı hedeflemektedir.

Türk dünyasının kadınları, Tomris Hatun'un mirasını omuzlarında taşıyarak, sadece kendi hakları için değil, tüm bir coğrafyanın geleceği için mücadele ediyor. ÖKHD, bu uğurda atılmış en anlamlı adımlardan biridir.

Sadece bir yıl dönümü kutlaması değil, Türk kadınının asil ruhunun, diriliğinin ve yükselişinin bir manifestosuydu. İzleyen herkes, tarihe tanıklık etmenin derin heyecanını yaşadı.

Dans eğlence muhteşem gece. 4. yıl pastası kesildi.

Kadınların umudu, Türk dünyasının kardeşliği ve insanlığın onuru için yazılmış altın harflerle bir başarı hikâyesidir.

Azade İslamova ve Jamila Shermuhamedova gibi öncü kadınlar, bizlere yalnızca örnek değil, yol gösterici bir ışık oldular.

İşte bu ışık, geleceğin daha adil, daha güçlü ve daha umutlu bir dünyasına giden yolun meşalesidir.

yilmazparlar@yahoo.com

7 Ağustos 2025 Perşembe

Ümit Özdağ’dan "Öcalan Komisyonu"na Sorular-Yılmaz Parlar

  

 “Milli Devlet Tasfiye mi Ediliyor?”

Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ, sosyal medya platformu X (eski adıyla Twitter) üzerinden  6 Ağustos 2025 tarihinde yaptığı paylaşımda, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) bünyesinde oluşturulan ve kamuoyunda "Öcalan Komisyonu" olarak anılan yapıya yönelik çok sert eleştiriler yöneltti.

Özdağ, açıklamasında, komisyonun faaliyetlerinin “PKK terör örgütünün lideri Abdullah Öcalan’ı siyasi muhatap haline getirme süreci” olduğunu belirterek, hem komisyon üyelerine hem de süreci yürüten siyasi iradeye yönelik 13 maddelik çarpıcı sorular yöneltti.

13 Maddelik Soru Listesi Yayınladı

Zafer Partisi lideri, TBMM'de kurulan komisyonu hedef aldı: “PKK’ya siyasi meşruiyet kazandırılıyor, milli devlet tasfiye ediliyor!”

Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) oluşturulan ve kamuoyunda “Öcalan Komisyonu” olarak anılan yapı hakkında sosyal medya hesabından çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Özdağ, komisyonun Abdullah Öcalan'ı siyasi muhatap haline getirdiğini ileri sürerek, “Türkiye üniter yapısından koparılıyor” uyarısında bulundu.

Özdağ’dan 13 Maddelik Soru

"Türk Milletine Açıklayın"

Özdağ, Twitter (X) üzerinden yaptığı paylaşımda, TBMM’de kurulan komisyonun PKK ile barış sürecini yeniden meşrulaştırmak amacıyla oluşturulduğunu öne sürdü.

Bu bağlamda komisyon üyelerine ve süreci yürüten yetkililere yönelik dikkat çeken 13 soru yöneltti. İşte o başlıklar:

Anayasa’nın 66. ve 42. Maddeleri Değişecek mi?

Özdağ, vatandaşlık tanımı olan “Türk’tür” ifadesinin anayasadan çıkarılacağı iddialarına karşı net bir duruş sergileyerek, “Kürtçe ikinci ana dil olacak mı? Eğitim sistemi nasıl değişecek?” sorularını gündeme taşıdı.

Etnik ve Mezhepsel Kota mı Geliyor?

Cumhurbaşkanı yardımcıları arasında “Kürt” ve “Alevi” kimliklerinin temsili için yapılacak olası düzenlemelere dikkat çeken Özdağ, bunun anayasal eşitlik ilkesini zedeleyip zedelemeyeceğini sorguladı.

 “ABD'nin Osmanlı Modeli Önerisi Tesadüf mü?”

ABD büyükelçisinin Türkiye’ye Osmanlı benzeri bir model önerdiğini hatırlatan Özdağ, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin bu süreçteki rolünün “tesadüf mü, değil mi?” sorusunu ortaya attı.

Lozan ve Üniter Yapı Tartışması

PKK’nın Avrupa’da Lozan Antlaşması’nı hedef alan toplantılarına değinen Özdağ, Öcalan’ın federasyon ve özerklik söylemlerine işaret ederek, üniter milli devletin tasfiye edilip edilmediği sorusunu kamuoyunun gündemine taşıdı.

 “Kürt, Arap, Türk” Tanımı Anayasaya mı Giriyor?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Türk, Kürt, Arap 86 milyonun kardeşliğinden” bahsettiği açıklamayı da gündeme alan Özdağ, etnik grupların anayasada resmen tanınması halinde ileride ayrılma taleplerinin meşruiyet kazanabileceğini savundu.

“Komisyon Neden Kapalı Kapılar Ardında?”

Ümit Özdağ, komisyonun şeffaf bir şekilde çalışmadığını belirterek, “Eğer Türk milletinden gizleyecek bir şey yoksa neden bu komisyon kapalı kapılar ardında çalışıyor?” sorusunu yöneltti.

Özdağ, “Bu Bir Teslimiyet Sürecidir”

Açıklamasında süreci “teslimiyet” olarak tanımlayan Özdağ, komisyonun PKK ve Öcalan’a siyasi meşruiyet kazandırma işlevi gördüğünü ileri sürdü.

Arka Plan

“Yeni Bir Çözüm Süreci Mi?”

Ankara kulislerinde bir süredir yeni bir “çözüm süreci” tartışması gündemde. TBMM’deki komisyonun, Kürt meselesinde yeni bir anayasal düzenleme arayışının parçası olup olmadığı merak konusu.

Zafer Partisi Ne İstiyor?

Zafer Partisi, Türkiye Cumhuriyeti’nin üniter ve milli yapısının korunmasında ısrarcı olduğunu sıkça vurguluyor.

Özdağ, açıklamasında "Türk milletinin çıkarları için her türlü mücadeleyi vermeye hazırız" mesajı da verdi.

Siyasi Tartışmalar Derinleşiyor

Özdağ’ın açıklamaları, Türkiye siyasetinde özellikle etnik kimlik, anayasa değişiklikleri ve üniter devlet yapısı üzerinden yürüyen tartışmalara yeni bir boyut kazandırdı.

Komisyonun amaçları, kapsamı ve kamuoyuna açıklanma biçimi önümüzdeki günlerde daha da geniş bir siyasi ve toplumsal tartışmanın merkezine oturacağa benziyor.

yilmazparlar@yahoo.com

23 Temmuz 2025 Çarşamba

Kıbrıs Barış Harekatı’nın 51. Yılı Kutlama-Yılmaz Parlar

  

20 Temmuz’un Ruhu, Bugünün Güvencesidir

Kıbrıs Barış Harekatı’nın 51. Yılı Hidiv Kasrı’nda Tarihe Not Düşüldü

Kıbrıs Barış Harekatı sadece askeri bir zafer değil, bir milletin kaderini değiştiren şanlı bir direnişin adıdır.

51 yıl önce atılan bu adım, bugün sadece Kıbrıs Türk halkının değil, tüm Türk milletinin onuruyla dimdik ayakta durduğunun sembolüdür.”

Hidiv Kasrı’nda Tarih Canlandı

22 Temmuz 2025 Salı günü, İstanbul’un en gözde tarihi mekânlarından Hidiv Kasrı20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı’nın 51. yılına yakışır şekilde anlamlı bir resepsiyona ev sahipliği yaptı.

Etkinlik, Kıbrıs Türk Kültür Derneği İstanbul Şubesi tarafından, KKTC İstanbul Başkonsolosluğu himayelerinde düzenlendi. Katılım üst düzeydi:

KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tata, İstanbul Valisi Davut GülİBB Başkan Vekili Nuri AslanKolordu Komutanı ve yüksek rütbeli subaylar, Gaziler, Türk Kuzey Kıbrıs Türk Ticaret Odası Derneği (TKKTTO) Başkanı Uğur Özgöker, DMW Uluslararası Diplomatlar Birliği Başkan Vekili Halil Sert, Kıbrıs Türk Kültür Derneği İstanbul Şubesi Başkanı Zehra Bilge Eray, Büyükelçi Şakir Alemdar, KKTC Başkonsolos ve Konsolosu, Eski KKTC İstanbul Konsolosluğu eski ekonomi ataşe Cahit kayıarslan , İpek Yolu Kamu Diplomasisi ve Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Başkanı Seyfullah Türksoy, Mavi Vatan'ın geliştiricisi, Türk Denizcilik ve Global Stratejiler Merkezinin kurucusu Cihat  Yaycı başta olmak üzere bürokratlar, iş dünyası temsilcileriSivil toplumun ve diplomasinin seçkin isimleri elit davetliler katıldı. 

Zehra Bilge Eray: “O bayrak yere düşmeyecek”

Kıbrıs Türk Kültür Derneği İstanbul Şube Başkanı Zehra Bilge Eray, açılış konuşmasında hem duygusal hem de kararlı bir duruş sergiledi:

“Kıbrıs Türkü, özgürlük uğruna her türlü bedeli ödemeye hazırdır. Mücahitlerimiz, Mehmetçiklerimiz ve aziz şehitlerimizin kanlarıyla dalgalanan bayrağımız asla yere düşmeyecek!”

Vali Davut Gül: “Kıbrıs Türküyle sonsuza kadar beraberiz”

İstanbul Valisi Davut Gül, Türkiye'nin Kıbrıs Türk halkının her zaman yanında olduğunu hatırlatarak şunları söyledi:



“Bugün Gazze’de yaşananların benzerini 60 yıl önce Kıbrıs’ta yaşadık. O gün Mehmetçik Kıbrıs’a nasıl omuz verdiyse, bugün de Türkiye dimdik arkasındadır.”

Ersin Tatar: “Kıbrıs Türkü yalnız değildir, asla da olmayacaktır”

KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, yaptığı kapsamlı konuşmada hem geçmişe hem geleceğe ışık tuttu. Öne çıkan ifadeleri şöyle:

“Kıbrıs Barış Harekatı, bir milletin topyekûn imhaya karşı direnişinin adıdır. Biz toprağımızda barış için, özgürlük için, Türk kimliğimizle yaşamak için direndik. Mehmetçik geldi, destan yazdı. Ve bugün, Mavi Vatan’ın kalbinde egemen bir Türk devleti olarak Kuzey Kıbrıs dimdik ayakta!”

Tatar, Türkiye’nin sağladığı yatırımlar, su ve enerji projeleri, altyapı hamleleri ve tanıtım faaliyetleri sayesinde KKTC’nin her geçen gün güçlendiğini vurguladı:

“Bizi federasyon masallarına mahkûm etmek isteyenlere buradan, İstanbul’dan sesleniyorum: Bu millet o gün direndi, bugün de yolundan sapmayacak!”

Hidiv Kasrı’nın Tarihi Önemi

Etkinliğe ev sahipliği yapan Hidiv Kasrı, sadece mimari güzelliğiyle değil, tarihi ruhuyla da dikkat çekti.

1907 yılında Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın torunu ve Mısır’ın son Hidivi Abbas Hilmi Paşa tarafından yaptırılan bu kasır, Boğaz’ın incisi olarak bilinir.

Osmanlı’nın Mısır üzerindeki etkisini yansıtan yapı, İstanbul’un en zarif ve anlam yüklü köşklerinden biridir.

Barışın, özgürlüğün ve egemenliğin konuşulduğu böyle bir günde, böylesi bir mekânda toplanmak, adeta tarihle bugünü birleştiren sembolik bir mesaj oldu.

 “20 Temmuz 1974’te Kıbrıs’a çıkan Mehmetçik, sadece bir toprak parçasını değil, bir halkın geleceğini kurtardı. Bugün Hidiv Kasrı’nda verilen mesaj şuydu: Ne geçmişimizi unuturuz, ne geleceğimizi başkalarına bırakırız. Egemenlik bizimdir, Kıbrıs Türkü yalnız değildir!”

yilmazparlar@yahoo.com

7 Haziran 2025 Cumartesi

Medyum Koray Aksoy’dan Siyasi Öngörü

  

Türkiye’de Yeni Bir Dönemin Eşiğindeyiz

Bayram tebriği vesilesiyle görüşmemizde, Çınarcık’ta ikamet eden tanınmış medyum Koray Aksoy, Türkiye’nin siyasi geleceğine dair dikkat çekici değerlendirmelerde bulundu.

Gözlemleri ve sezgileriyle yıllardır kamuoyunun ilgisini çeken Aksoy, içinde bulunduğumuz süreci “Türkiye’nin demokratik dönüşümüne kapı aralayan bir eşik” olarak tanımladı.

Aksoy, Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın, kamuoyunda sıkça dile getirildiği üzere 11 Haziran tarihinde özgürlüğüne kavuşmasının beklendiğini, ancak bu sürecin temmuz ortasına doğru net gerçekleşeceğini öngördü.

Ardından İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da hukuki sürecinin olumlu bir yönde ilerleyeceğini, onun da yakın dönemde özgürlükle buluşacağını dile getirdi.

Bu gelişmelerin yalnızca bireysel değil, Türkiye’nin demokratik geleceği açısından da simgesel anlamlar taşıdığına dikkat çeken Aksoy, "Bu iki siyasi figür, Türkiye'nin demokratik prestijini uluslararası düzeyde artıracak, toplumsal barış ve katılımcı yönetim anlayışını yeniden inşa edecek öncülerdir" ifadelerini kullandı.

Medyum Aksoy, erken seçime dair güçlü sinyaller aldığını da sözlerine ekleyerek, Türkiye’de siyasi dengenin değişmeye başladığına işaret etti.

Ancak bu değişimin radikal değil, halk iradesine saygılı, anayasal sınırlar içinde gelişen bir yeniden yapılanma süreci olarak yorumlanması gerektiğini vurguladı.

Aksoy, "Zafer Partisi’nin ve Ekrem İmamoğlu'nun temsil ettiği çizgi, toplumda karşılık bulmaya devam ediyor. Fakat bu yalnızca oy oranlarıyla değil, halkın adalet, liyakat ve özgürlük taleplerine verdikleri yanıtlarla da ilgilidir. Türkiye bu süreçten kazançlı çıkacaktır" diyerek, bu liderlerin yükselişini demokrasinin ve hukukun bir zaferi olarak değerlendirdi.

Uluslararası kamuoyunun da bu süreci yakından izlediğini söyleyen Aksoy, Türkiye’nin demokratik kültürüne olan güvenin artacağını ve bu güvenin, dış ilişkilerden yatırımlara kadar birçok alanda pozitif yansımaları olacağını belirtti.

“Türkiye, farklı seslerin özgürce ifade edilebildiği bir ülke olarak yalnızca bölgesinde değil, dünyada da demokratik duruşuyla örnek bir konuma ulaşacaktır” sözleriyle konuşmasını tamamlayan Aksoy, bayramın hoşgörü ve birlik mesajlarını da unutmadı: “Umarım bu bayram, herkes için adaletin, barışın ve huzurun yeniden filizlendiği bir başlangıç olur.”

yilmazparlar@yahoo.com

9 Mayıs 2025 Cuma

28. Avrasya Ekonomi Zirvesi'nden Tarihi Bir Oturum-Yılmaz Parlar

  

28. Avrasya Ekonomi Zirvesi'nden Tarihi Bir Oturum

 "Diyalogla Barışa" Cumhurbaşkanları Paneli Dünya Barışı İçin Umut Işığı Oldu.

28.Avrasya Ekonomi Zirvesi’nin en dikkat çeken, en saygın ve tarihî oturumu hiç kuşkusuz Cumhurbaşkanları Paneli oldu. Bu özel panel, hem içerdiği fikir zenginliğiyle hem de katılımcıların dünya barışına olan katkılarıyla adeta uluslararası diplomasinin nabzını tuttu.

Oturumun moderatörlüğünü ise, yıllardır barış ve diyalog için sayısız platform kuran, Marmara Grubu Vakfı Başkanı Dr. Akkan Suver üstlendi. Bu kıymetli oturumda, dünya tarihine yön vermiş 11 eski cumhurbaşkanı barışın dilini bir kez daha güçlü bir şekilde dile getirdi.

"Dialogue of Global Leaders – Peaceful Solutions, Restoring Peace"

"Küresel Liderler Diyaloğu – Barışçıl Çözümler, Barışı Yeniden Tesis Etmek"

 


başlığıyla gerçekleştirilen panelin konuşmacıları arasında Türkiye 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Arnavutluk Cumhurbaşkanı Bamir Topi, Slovenya Cumhurbaşkanı Borut Pahor, Romanya Cumhurbaşkanı Emil Constantinescu, Makedonya Cumhurbaşkanı Gjorge Ivanov, Hırvatistan Cumhurbaşkanları Ivo Josipovic ve Stjepan Mesic, Karadağ Cumhurbaşkanı Milo Dukanovic, Tunus Cumhurbaşkanı Moncef Marzouki, Moldova Cumhurbaşkanı Petru Lucinschi ve Çekya Cumhurbaşkanı Vaclav Klaus yer aldı.



Abdullah Gül’den Çarpıcı Mesajlar,

"Savaş Öncesini Anlayabilmek, Barışın Anahtarıdır"

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün konuşması, oturumun adeta ortak vicdanı oldu. Gül, konuşmasında barışın maliyetinin hiçbir zaman savaşın getireceği yıkımlarla kıyaslanamayacağını vurgularken, insanlığın empati kurmadan savaşı önleyemeyeceğini dile getirdi. Şu çarpıcı sözleri, salondaki her dinleyicide derin izler bıraktı:



“Savaşlar başlamadan önce önlem almak; insanlık, vicdan ve medeniyet borcumuzdur. Aksi takdirde savaş, kolay bir çözüm gibi sunulur ve sonuç, nesiller boyu sürecek acılar olur.”

Gül ayrıca, savaş suçlarının cezasız kalmaması gerektiğini ve uluslararası adalet mekanizmalarının güçlendirilmesinin insanlığa olan saygının gereği olduğunu belirtti. Kültürün, liderliğin ve empati kurmanın, barışın temel direkleri olduğunu savundu.



Akkan Suver’den Zirveye Veda,

 “Gençlere Güveniyorum, Gelecek Ellerinde”

Oturumun sonunda duygusal bir kapanış konuşması yapan Marmara Vakfı Başkanı Dr. Akkan Suver, yıllardır yürüttüğü barış mücadelesinin artık genç nesiller tarafından devralınacağına olan inancını paylaştı.



“Yirmi sekiz yıl önce çıktığımız bu yolda, barışa inanmış dostlarımızla birlikte yürüdük. Bugün bu emaneti, pırıl pırıl genç kardeşlerime güvenle teslim ediyorum. Geleceğin dünyasında savaş değil, barış konuşulsun istiyoruz.”



Suver, geçmişteki zirvelerde ödüller verilen önemli isimleri anarken, Türk dünyasının gururu Nobel Ödüllü Aziz Sancar’a verilen onur ödülünün bizzat Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev tarafından önerildiğini de paylaştı.



28. Avrasya Ekonomi Zirvesi'nde barış, sadece konuşulmadı; hissedildi, hatırlandı ve umutla geleceğe taşındı. Cumhurbaşkanları Paneli, dünyaya barışın hâlâ mümkün olduğunu bir kez daha hatırlattı. Dr. Akkan Suver ve Marmara Vakfı, bu büyük organizasyonla sadece bölgesel değil, küresel anlamda diplomasi tarihine altın harflerle yazılacak bir sayfa açtı. Her yönüyle kusursuz, vizyoner ve ilham verici bir zirveye tanıklık ettik. Bu sadece bir oturum değil; insanlığın ortak vicdanıydı.

Zirve aile foto çekimiyle son buldu.

 

yilmazparlar@yahoo.com

 

2 Şubat 2025 Pazar

Karapapakların Sesi-Yılmaz Parlar

 Karapapakların Sesi,

Seyfullah Türksoy’un Türk Dünyasına Adanmış Ömrü

Türk dünyasının yılmaz savunucularından, gönül elçisi ve vizyoner lider Seyfullah Türksoy, 1 Şubat 2025’te Taksim Intercontinental Hotel’de düzenlenen Dünya Karapapak Türkleri Keneşi Genel Kurultayında, yüreğinden kopan güçlü sözlerle Karapapakların asil mirasını ve Türk dünyasının birlik ruhunu bir kez daha dile getirdi.



Gecenin Sunuculuğunu, Yıllarca Turizmde Türk Folklorunu yabancı turistlere tanıtmaya kendini adamış Türk turizmine renk katan, çok katkı sağlıyan, kültürel folklor etkinlikleri ile yerli-yabancı turistlere, kültürel turizmin en iyi performanslarını sergileyen, kültür turizmin temalarını sentez yaparak sunan, Anadolu Folk Topluluğu Yönetim kurul Başkanı Turizm promoteri Göksenin İleri üstlendi.



Seyfullah Türksoy, Dünya Karapapak Türkleri Birliği’ni kurarak attığı tarihi adım,

Bir ömrü Türk kültürünün, tarihinin ve medeniyetinin yüceltilmesine adayan Türksoy, yalnızca bir araştırmacı ve gazeteci değil, aynı zamanda Türk dünyasının ortak vicdanı, tarihine sahip çıkan bir bilge liderdir. İpekyolu Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin yönetiminde gösterdiği ufuk açıcı vizyonu ve Dünya Karapapak Türkleri Birliği’ni kurarak attığı tarihi adım, onun adının Türk dünyasının hafızasında silinmez harflerle yer almasını sağlamıştır.



Karapapaklar, tarihin en çetin yollarından geçerek bugünlere gelmiş, cesaretleri, onurları ve sarsılmaz Türk kimlikleriyle her dönemde tarih sahnesinde yer almışlardır. Onlar, Kafkasların sert rüzgârına karşı duran bir ulu çınar, Türk milletinin yılmaz bekçileridir. İşte Seyfullah Türksoy, bu büyük mirası yeni nesillere aktarmak, Karapapakların sesi olmak ve Türk dünyasının birlik ruhunu diri tutmak için ömrünü adamıştır.

Kurultay gecesi, onun dilinden dökülen her kelime, Türk birliğinin ebedi bir hedef olduğunu, Karapapakların bu büyük davada öncü bir meşale yaktığını bir kez daha gözler önüne serdi. O, sadece tarih anlatmadı; geleceği inşa eden bir yol haritası sundu"Türk dünyası, birliğini koruyarak yükselir, kültürüne sahip çıktıkça güçlenir!" diyerek salonda yankılanan sesi, Türk milletinin ortak hayaline ışık tuttu.



Seyfullah Türksoy’un açtığı yolda, Türk dünyasının kardeşlik bayrağı dalgalanmaya devam edecek. Çünkü o, bir ideali yaşatan adam; Karapapakların tarihine, kültürüne ve kimliğine ömrünü adamış bir öncüdür.

Namık Kemal Zeybek’ten Türk Dünyasına Çarpıcı söz, “İnsanlığa Uygarlık Getiren Türk”

Dünya Karapapak Türkleri Keneşi Genel Kurultay’da yer alan protokol konuşmacılar arasında dikkat çeken isimlerden biri de, eski bakan ve parti başkanı Namık Kemal Zeybek oldu.




Dünya Karapapak Türkleri Keneşi Genel Kurultay’da  Namık Kemal Zeybek’in Renkli ve Derin Anlamlı Konuşması Göz Doldurdu

Konuşması, akşamın en unutulmaz anlarına sahne olurken, hem mizahi üslubu hem de derin tarih ve kültür göndermeleriyle katılımcıları hem düşündürdü hem de eğlendirdi.

Zeybek’in konuşması, tarihsel referanslarla harmanlanan esprili anlatımı ve milli birlik çağrılarıyla keneşin en dikkat çekici anlarından biri oldu. Konuşmanın her dakikasında, Türk dünyasının ortak mirasına sahip çıkan bir bilge ismin sözleri yankılandı.



Konuşmanın İlk Dakikaları, Mizah ve Samimiyet

Konuşmasına “Konuşursunuz burada. Zaman çok. Ama ne zaman birdaha Namık kemal Zeybek’i bulacaksınız?” şeklinde başlayan Zeybek, kısa sürede dinleyicilerle içten bir diyalog kurdu. Sahnede esprili bir dil kullanan konuşmacı, “Şimdi beni dinlersiniz” sözleriyle dikkat çekti.

 “Evet değerlilerim. Seyfullah Türksoy’u yürekten kutluyorum. diyerek Türk dünyasının değerlerine vurgu yaptı.

Türk Dünyasına ve Kültürüne Yönelik Vurgu

Zeybek, konuşmasında Türk dünyasının varlığına dikkat çekerken, “Dünyada üç yüz milyon karapapak var.

Bu akşam, evet. Dünyada üç yüz milyon kara papak var” sözleriyle tarihi ve kültürel referansları mizahi bir dille harmanladı.

Konuşmasının ilerleyen dakikalarında, Sovyetler Birliği döneminden anılarına yer veren Zeybek, Nursultan Nazarbayev ile yaşadığı diyaloglardan örnekler vererek, “Sovyet sosyalist Kazakistan Cumhuriyeti'nin büyük aşağı elbaşı dedi ki sizden bir sonra kim var. Burda kazak var mı? Kazakçı o. Hayır.” sözleriyle hem tarihsel göndermeler yaptı hem de katılımcıları güldürdü.



Milli Kimlik ve Birlik Vurgusu

Konuşmanın en dikkat çekici bölümlerinden biri, Zeybek’in Türk kimliği ve milli birlik konusundaki sert mesajları oldu.
 “Türkiye'nin ülkesi konuşuyoruz. Dedim ki, sizin ağzınız büyük müdür? Bizim ağzımız... Bize güç bulduğunuzu, büyüksünüz dedik. Büyüksünüz. Ruslar gördüler, boy atlarınızı ulus adı yaptılar.”
diyerek Türk milletinin tarihi ve kültürel mirasına dikkat çekti.

Ayrıca, “Biz de bir maç gerekemez. Bizde yirmi dört yüz var.” ifadesiyle mizahı ve ciddiyeti harmanlayan Zeybek, dinleyicilere hem geçmişten dersler almanın önemini hem de geleceğe yönelik umut ve birlik mesajlarını iletti.



Atatürk ve Evrensel Değerler Üzerine Düşünceler

Konuşmanın ilerleyen dakikalarında Zeybek, Atatürk’e de değinerek, “Bunu bize Atatürk öğretti.

 ‘Türk ulusu insanlığa uygarlık getiremiyoruz.’ diyerek Atatürk’ün düşüncelerinden yola çıktı.

 
Bu noktada, Amerikalı bir yazarın sözlerine de değinen Zeybek, “Ey dünya insanları hepiniz biraz Türksünüz. Çünkü yeryüzünde hiç bir ulus yoktur ki Türkçe’den, Türklük’ten, Türk töresinden etkilenmemiş olsun.” ifadeleriyle evrensel bir dayanışma ve kültürel miras vurgusu yaptı.

Geleceğe Dair Öngörüler ve Uyarılar

Konuşmanın son bölümlerinde, Zeybek geleceğe dair öngörülerde bulunurken, “Bugün Türk yarın kazak oluruz. Sonra kırmızı oluruz. Adımız Türkler oluruz. Adımız ne olursa olsun ne koyarsak  koyalım. Bütün adımız Türk'tür.” diyerek Türk kimliğinin evrenselliğini ve esnekliğini ortaya koydu.

Ayrıca, “Çivi gibi elinize saplanın, saplayın ve çocuklarınıza söyleyin. Insanlıkta uygarı getiren Türk, Türk.” sözleriyle, yeni nesillere aktarması gereken milli değerin önemini vurguladı.



Evrensel Bir Mesaj ve Tarihe İz Bırakma

Namık Kemal Zeybek, konuşmasının kapanışında, “Nereye giderseniz, nereden gelmiş olursanız olun, bilin ki insanlık tarihinde Türk’ün ürettiği ne varsa hepsi sizin.

Osmanlı Devleti bir taraf devletidir. Göktürk'e bir taraf devletidir. Bunu damarlarınızda hissetmelisiniz.” diyerek, tarih boyunca süregelen Türk medeniyetinin izlerini günümüze taşımanın ve gelecek nesillere aktarmanın önemini bir kez daha dile getirdi.

Dünya Karapapak Türkleri Keneşi Genel Kurultay’da yapılan bu konuşma, hem tarih ve kültüre olan derin bağlılığı hem de evrensel değerleri vurgulayan mesajlarıyla, dinleyenler üzerinde kalıcı bir etki bıraktı. Namık Kemal Zeybek, samimi, esprili ve bilgece üslubuyla Türk dünyasının birliğine, tarihine ve geleceğine dair önemli mesajlar verdi.

Konuşmalar sontası Türk Dünyası müzik santcıları ezgileriyle geceye renk katdılar.

yilmazparlar@yahoo.com

Ümit Özdağ Türk Halkı İradesinin Ortadan Kalkmasına İzin Vermez-Yılmaz Parlar

  Ümit Özdağ’dan demokrasi, seçim ve milli irade vurgusu; “Sandık, bu ülkenin son kalesidir.” "Milli Üniter Laik Devletin Son Kalesiyiz...